Projeler

Kullanıcıların talep ve ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirdiğimiz mimari projelerimizde, işlevsellik, çevresel faktörler, doğa ile uyum ve tüm diğer mimari öğelerin bileşimiyle çözümler üretilir. Konut, ticari, eğitim, kültürel, kamusal ve çok fonksiyonlu yapıları kapsamına alan, tasarım, avan ve uygulama projelerinin gereklilikleri modern bir bakış açısıyla hayata kavuşturulur.

Ülkemizin deprem kuşağı içerisinde yer alması birçok bölgesinin depremin acı gerçekleriyle yüzleşmesine neden oldu. Batıdan doğuya doğru gidildiğinde gerçekleşen birçok depremde mal ve can kayıplarının yaşattığı acılar ve ekonomik buhranlar tüm millet tarafından sineye çekildi. Bu kötü tecrübelerin en sonuncusunu Kahramanmaraş’da gerçekleşen depremde yaşandı. Kentsel dönüşüm kavramının temel amacı ve avantajları, deprem kuşağında bulunan ülkemizde bir daha acı kayıpların yaşanmamasına yöneliktir. Bu kapsamda;

1. Kentsel dönüşüm alanlarının belirlenerek, daha modern yaşam alanlarının ortaya çıkması için çalışma başlatmak,

2. Depreme dayanıklı olmayan yapıların yıkılması sağlanarak güvenli yapıları ortaya çıkarmak,

Kentsel dönüşüm çalışmalarının iki ana gayesini oluşturmaktadır.

Kentsel dönüşümü teşvik etmek amacıyla mal maliklerine sunulan avantajlar da kentsel dönüşüm projesini herkes için yararlı hale getirmektedir. Her ne kadar kentsel dönüşümle alakalı bilinçlilik tam olarak milletimizce kabul görmese de, bu yönde yapılan bilgilendirme toplantıları ve seminerler sayesinde depreme karşı güvenli olmayan yapıların kentsel dönüşüm projesi kapsamında yenilenmesi için başvuruda bulunan bina sahiplerinin sayısı artmaktadır.

Bu durum, depremlerin zamanla acı gerçekleri doğuran bir afet halinden çıkarak, doğada gerçekleşen bir olay gibi algılanmasına zemin hazırlayacaktır. Bugün depremde yaşanan can ve mal kayıplarının ana sebebinin depreme dayanıksız inşa edilen gelişigüzel yapılar olduğu hatırlandığında, depremin doğrudan bir problem olmadığı ve yanlış şehirleşmeden kaynaklandığı çok daha çabuk anlaşılacaktır. Ülkemizde, depremden kaynaklanan can ve mal kayıplarının bir daha yaşanmamasına yönelik atılan kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlanarak, tüm riskli alanlara yayılmasının sağlanması halinde, depremin yarattığı endişelerin gelecek nesillere aktarılmasının önüne de geçilmiş olacaktır.

Villa tasarım ve projelendirme, bir iç mimarın iş tanımı ve ilgilendiği alanlar arasında gösterilmektedir. Aslında bir ev ya da konut tipi olarak kabul edilen villa, genel anlamda kişiye özel tasarımlar ile oluşturulur.

Bunların tasarımı yapılırken de belli başlı kriterler ve dikkat edilmesi gereken bazı noktalar söz konusudur. Kişisel zevkler ve tercihler söz konusu olduğu için bir apartman dairesinde olduğu gibi genele hitap edilecek tasarımlar yapılmaz ve bundan kaçınılır.

Ancak yine de her projede önemli olan yasal sınırlar söz konusu olduğu için buna uygun bir tasarım süreci düzenlenir. Arazi ve imar kuralları çerçevesinde yapıyı kullanacak kişilerin yaşam alışkanlıkları ve beğenileri villa tasarımına ve projeye yön verir.

Villa tipi konutlar iç mimar elinde kullanıcı talepleri ile harmanlandığında bambaşka bir yapıya dönüşür. Karşınıza çıkabilecek alternatiflerin çeşitlilik göstermesi kullanıcıların isteklerine ve zevklerine göre özel tasarımların yapılmasından kaynaklanmaktadır.

Villa ismi ile genellenen ve aslında müstakil bir ev tasarımı olarak değerlendirmemiz gereken “kişiye özel ev tasarımında belli kriterlere dikkat edilmesi gerekmektedir. Villa mimari ve iç mimari tasarımı kişiye özel yapıldığında, yapıyı kullanacak kişilerin yaşam alışkanlıkları, beğenileri, kullanım kolaylıkları ve tabi her projede önemli olan arazi ve imar kuralları gibi etkenler önem kazanmaktadır.

Villa Tasarımı Nasıl Yapılır?

Öncelikle arazi üzerinde yapı yerleşimi konusu, bu noktada oldukça önemlidir. Yapının hakim manzara, güneş ve rüzgar yönleri, komşu ile ilişkisi gibi kriterlerine göre arazi üzerine yerleşimini, vaziyet planı ölçeğinde hazırlamaktadır. Bu noktada yoldan araç girişi, varsa otopark konumlanması, evin odalarının güneşe göre konumları, günün hangi saatinde hangi mekanlarda güneşi yoğun almak istendiği gibi kriterler değerlendirilmelidir. Bu nedenle evin hangi cepheye baktığı önem kazanır.

Yine konutu kullanacak kişi sayısı, villanın 4 mevsim kullanılacak bir ev mi yoksa yaz evi yada dağ evi gibi özel nitelikli bir ev olup olmaması da plansal ve vaziyet planı yerleşimini etkilemekte, yönlendirmektedir.

Kot farklılıklarının fazla olduğu eğimli arazilerde teraslamalar ile çözümler, kot farkının avantajlarını kullanarak farklı mekanlar yaratmakta mümkün olabilmektedir. Vaziyet planında yerleşim ardından ailenin yaşam alışkanlıklarına uygun plan, oda metrekareleri çözümlenmektedir.

Örneğin mutfak alışkanlıkları, yemek yeme alışkanlıkları, (mutfakta / salonda) Tv köşesi ihtiyacı şömine isteği, yapının birden fazla katlı olması halinde merdiven yada engelli / yaşlılar için asansör istekleri, zemin katta yatak odası ya da hizmetli odası vb. istekleri olup olmaması, üst katlarda kaç yatak odası ve içlerinde banyo olup olmamasını istemeleri gibi ailenin yaşam alışkanlık ve ihtiyaçlarına göre mekansal çözümler mimari plan taslağında oluşturulmaktadır. Bu plan taslağı yapılırken eşgüdümlü olarak cephe tasarımına sirayet edeceği için cephe de düşünülerek konumlandırmalar girinti çıkıntılar yapılmaktadır.

​

Her evin kendine özgü bir tarzı ve ihtiyaçları olduğu için bu tasarım süreci bütünüyle kişiye özeldir. Konut tasarımında dikkate alınması gereken bazı önemli faktörler şunlardır:

Fonksiyonellik: Konut, kullanım amacına ve ev sahiplerinin ihtiyaçlarına uygun bir şekilde düzenlenmelidir. Odaların fonksiyonlarına göre planlanmalı ve kullanım kolaylığı sağlanmalıdır. Örneğin, mutfak alanının estetik ve ergonomik olması düşünülürken aynı zamanda depolama alanlarının yeterli olması gibi faktörler göz önünde bulundurulur.

Mekan Planlaması: Özellikle kullanıcının belirlediği odaların yerleşimi ve düzenlemesi konusunda dikkatli bir planlama yapılmalıdır. Odaların birbiriyle ilişkileri, dolaşım alanları ve görsel bağlantılar göz önünde bulundurulur.

Estetik: Villa tasarımında estetik önemli bir faktördür. İç mimar, mekânın genel atmosferini belirleyen renk paleti, malzeme seçimi, mobilya ve aksesuarlarla uyumlu bir tasarım oluşturmalıdır. Estetik unsurlar, konut kullanıcıları için huzur verici ve görsel olarak çekici bir ortam yaratmada önemlidir.

İç ve Dış Mekân İlişkisi: İyi bir villa tasarımında iç ve dış mekânların birbirleriyle uyumlu olması önemlidir. İç mimar, doğal ışık kullanımı, manzara görünümü ve mekânın dışarıyla olan bağlantısını düşünerek iç mekânı dış mekânla entegre etmelidir. Büyük pencereler, verandalar veya teraslar gibi unsurlar kullanarak iç ve dış mekân arasında bir geçiş sağlayabilir.

Doğru Malzeme Seçimi: Kaliteli, dayanıklı ve görsel açıdan uyumlu malzemeler tercih edilmelidir. Zemin kaplamaları, duvar kaplamaları, mobilya malzemeleri, aydınlatma armatürleri gibi unsurların seçimi, konutun genel tasarımının başarısını etkiler.

Renk ve Işık Kullanımı: Renkler ve ışık, konut tasarımının atmosferini büyük ölçüde etkiler. İç mimar, doğru renk paletini belirlemeli ve ışıklandırma düzenlemeleriyle mekâna uygun bir atmosfer oluşturmalıdır. Renklerin duvarlarda, mobilyalarda ve aksesuarlarda kullanımı, mekâna canlılık, sıcaklık veya dinginlik gibi farklı duygusal etkiler verebilir.

Kişiselleştirme: Villa tasarımı, kullanıcıların kişisel tarzını ve ihtiyaçlarını yansıtmalıdır. Müşterinin tercihlerini ve yaşam tarzlarını anlamak için iyi bir iletişim kurulmalıdır. Bu şekilde, tasarımı kişiselleştirerek konutun kullanıcılarına özgü bir deneyim sunabilir.

Bütçe ve Proje Yönetimi: Konut tasarımı sürecinde bütçeyi ve proje yönetimini dikkate almalıdır. Malzeme seçimlerinde, mobilya alımlarında ve diğer tasarım unsurlarında bütçe sınırlamalarını göz önünde bulundurmalı ve projenin zamanında tamamlanmasını sağlamak için etkin bir proje yönetimi gerçekleştirmelidir.

İç mimarın yukarıda belirtilen unsurlara dikkat etmesi, başarılı bir konut tasarımı oluşturmasına yardımcı olacaktır.

Ofis, çoğumuzun çalışmak üzere zaman geçirdiği mekandır. Aynı zamanda bilgi, beceri, fikir geliştirmemize ve çevremizle iyi bir etkileşim içinde  keyifle çalışma olanağı  sağlayan bir yer olmalıdır. İnsanlar artık ofis alanından daha fazlasını beklemektedir.

Çekici bir ofis iç mekanı yaratmanın birçok yolu vardır, ancak bir ofis inşaat projesinin, çalışanlarınız ve ofis ortamınız üzerinde olumlu bir etkisi olacak sonuçları sunabilmesi için bazı önemli tasarım unsurlarının bulunması gerekmektedir.

Küçük bir ofisiniz varsa, mekanı daha geniş ve davetkar hale getirmek için bazı stratejik adımlar atmanız önemlidir. Açık renk şeması, genellikle mekanı daha geniş ve ferah gösterir. Duvarlar boyalarında ve mobilyalarda açık tonları tercih edebilirsiniz. Doğal ışığın bol miktarda girmesini sağlamak için perdeleri açık tutmak veya hafif tül perdeler kullanmak faydalı olabilir. Ayrıca, aynaları stratejik noktalara yerleştirerek mekanın daha geniş görünmesini sağlayabilirsiniz. Bitkiler ise hem görsel olarak hoş bir atmosfer yaratır hem de havayı temizleyerek çalışma ortamının daha sağlıklı olmasını sağlar. Bu küçük dokunuşlar, ofisinizi davetkar bir ortama dönüştürerek çalışanlarınızın ve müşterilerinizin keyif almasını sağlayabilir.

Doğal ışığın sağlığımız için ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu nedenle, bir ofis iç mekanı tasarlarken her bir çalışma alanının en az bir pencereye sahip olduğundan ve bol miktarda güneş ışığı aldığından emin olmaya çalışın. Mümkün olduğunca, ışığın mekanda özgürce dolaşmasına izin vermek için katı duvarlar yerine cam bölmeler kullanın. Bu sayede, çalışma alanlarında daha fazla doğal ışık kullanarak çalışanların enerjilerini artırabilir, daha iyi bir çalışma ortamı yaratabilirsiniz. Ayrıca, cam bölmeler aynı zamanda mekanın daha geniş ve açık hissedilmesini de sağlar.

Bir ofis düzeni tasarlarken, daha büyük bir alanda küçük, rahat ve işlevsel bölgeler oluşturmaya çalışın. Örneğin, belirli alanları müşterilerle buluşmalar için ayırabilir ve diğer bölgeleri belgeler ve raporlarla çalışma için kullanabilirsiniz, diğer alanlar ise sadece mola veya boş zamanlarda dinlenmek için ayrılabilir. Bu şekilde, ofis içinde farklı ihtiyaçlara cevap verebilen ve çalışanların verimli olabileceği çeşitli bölgeler yaratılmış olur. Ofisinizde ihtiyaç duyacağınız temel mobilya ve ihtiyaçlarınızın bir listesini yaparak mimarları gereksinimleriniz üzerinden yönlendirebilirsiniz.

İyi bir ofis iç mekanı, sadece çalışanlara konfor sağlamakla kalmayıp üretkenliği de artıran bir tasarım ortaya koymayı hedefler. Çalışanlarınızın mutlu ve motive olmalarını sağlayan bir araç olarak düşünebilirsiniz. Aynı zamanda, personelinizle etkileşimde bulunmak zorunda olan müşterileriniz üzerinde olumlu bir etkisi olacağını ön görmek mümkündür. Bu, muhtemelen birçok şirketin ofis mekanlarının iç tasarımına yatırım yapmaya istekli olmasının nedenidir. Ancak, hedeflerinize ulaşmanız için bir profesyonel iç mimarın yardımı olmadan bu zor olabilir. İyi bir ofis iç mekanı istiyorsanız, seçtiğiniz şirketin iç mimarı ile yakın bir şekilde çalışmanız gerekmektedir. Bu, tasarım ve işlevsellik açısından istediğinizi elde etmenizi sağlayacaktır.

Restoran mimarisi, müşterilerin yemek deneyimini unutulmaz kılan detaylardan biridir; müşterilerin rahat hissetmelerini ve yemeklerinin tadını çıkarmalarını sağlamada büyük bir rol oynar.

Bir restoranın iç mimarisi, misafirperver bir ortam ile maksimum oturma kapasitesi arasında bir denge kurmalı ve en önemlisi, restoran iç mimarisi konukların rahat hissetmesini sağlamalıdır. Zeminin güzelliğini, renkler arasındaki uyumu ve akıllı ses sistemindeki inovasyonu hissettirmelidir; sağlamaya çalıştığımız şey budur.